“İklimler ipucu verir”

İşte bitti. Yahut yeni başlıyor. Yeni bir macera, yeni bir hayat veya ölüm. Ölümün yenisi olur mu? Ölüm hiç eskimedi ki yenisi olsun. Adem babamızdan beri diri, taze ve capcanlı. Belki hayattan ve yeşilden bile...

Bütün duygularım, düşüncelerim, hayallerim bambaşka ve yepyeni ve belirsiz bir âleme açılıyor, bu küçücük kâğıt parçası yüzünden. Önce Yağmur Beklerken’deki “kaymakam bey” düşüyor aklıma. Ömer Seyfettin’in “forsa”sından sonra belki de en içli o söylüyor “bayrağın dalgalandığı her yerin vatan” olduğunu. Fakat karısı bile umursamıyor onu... Ve ‘çıkarlar’ bir kere daha muzaffer oluyor ‘duygular’ karşısında.

Sonra Ahmed Arif’i hatırlıyorum. Hiçbir zaman tanımadığım ve tanıyamayacağım bu adam, mısralarıyla dolaşıyor içimde:

Tekmil ufuklar kışladı
Dört yön, onaltı rüzgâr
Ve yedi iklim beş kıta
Kar altındadır. (1)


Kar, benim gideceğim toprakları da basmıştır mutlaka. Ve mutlaka dağları, kimbilir kaç yıldan beri, baharı özlüyordur ölesiye bir hasretle. Yalnız dağlar mı?

Döğüşenler de var bu havalarda
El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
Ümit, öfkeli ve mahzun
Ümit, sapına kadar namuslu
Dağlara çekilmiş
Kar altındadır. (1)


Kar altındaki dağların, öfkeli ve mahzun bir ümidi yüreğinde büyüten insanların beni beklediğini düşündükçe göğsüm sıkışıyor. Derin bir nefesle bütün sisleri dağıtıp, benden ‘çok şey’ istediklerini haykırmak istiyorum onlara. Ne silahımdaki mermiler, ne elbombalarım ne de tam yüreğimin orta yerine saplanan bu hain sancı getirebilir baharı. Hatta dünyanın bütün insanları bütün silahlarını kuşanıp bir yere toplansa bile açtıramaz vatanımın dağlarında baharı. Çünkü bahar, ürkek bir taydır dağlarda. Sevgiye gelir ancak, sevgiyle gelir...

Sevmek, inanmanın öteki adı olmalı. “Allah, herşeyden önce Rasulullah'ın nurunu yarattı. Habib’inin nurunu, yani sevgilisinin...” O halde işin sırrı burada:

Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslamiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı... inananlar kardeştir.(2)

• • •

Elimdeki küçük kağıt parçasındaki “Cizre” yazısını tekrar okuyup, bölükteki yerime geçiyorum. Yeni mezun asteğmenler, kaderlerinin kendilerine çizdiği yola uygun kur’aları çekmeye devam ederken Nevzat Çalıkuşu’nun bir şiirini geveliyorum:

Hem nice yiğitleri yitirdik biz
Niceleri sırada
Ölüm en yakınımız oldu
Onsekizimizde ondokuzumuzda

Sen kardaşım sen
Öz yurdunda hor görülen
Bilmelisin
İklimler ipucu verir
Gelecek için

Sen gönüldaşım sen
Gözbebeklerinde bu milletin
Acılarını yüklenen
Şimdi gönlünde hüzün
Ülkende hazan sürmededir
Elbet sensin beklenen...
(3)

1- Ahmed Arif, Hasretinden Prangalar Eskittim, Karanfil Sokağı şiirinden 2- Cemil Meriç, Bu Ülke, İnananlar Kardeştir başlıklı bölümden 3- Nevzat Çalıkuşu, İklimler Değişir, İklimler Değişir şiirinden.


(Tepe Edebiyat, Sayı: 29, Aralık 1993)

Popüler Yayınlar