Bugün günlerden Yahyâ Kemal..



Yahya Kemal’in adını ilk kez annemden duymuştum. İlkokul mezunu olmasına rağmen epeyice şiir ezberi vardı annemin ve onlardan bazılarını ara sıra okurdu bize.. O şiirlerden biri, ve belki de çocukluktaki zihin dünyam üzerinde en tesirli olanı, Yahya Kemal’in Sessiz Gemi’siydi:

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. 

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Bundan tam 129 yıl önce, Üsküp’te hayata gözlerini açmış olan şairin; doğduğu, ilerleyen yıllarda ayrılmak zorunda kaldığı ve annesinin mezarının bulunduğu Üsküp’e dair mısraları da bambaşkadır:

Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han’ın diyarıdır,
Evlâd-ı fâtihâna onun yadigarıdır.

Firûze kubbelerle bizim şehrimizdi o.
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyle bizdi o.

Üsküp ki Şar Dağı’nda devâmıydı Bursa’nın
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın.

Üsküp 1912 Balkan Savaşlarında elden çıktığında, Yahya Kemal 28 yaşındaydı.. Bu acıyı ne kadar derinden hissettiğini, aynı şiirin şu mısralarından anlamak mümkün:

Vaktiyle, öz vatanda bizimken, bugün niçin
Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için.

Şimdi kavgayı, gürültüyü, gündelik telaşı kısa süreliğine de olsa bir kenara bırakıp; hepimizin ortak sesi, Türkçemizin büyülü nefesi Yahya Kemal'e, 129. doğum gününde kulak verelim, zira

Günler kısaldı... Kanlıca'nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları...

Popüler Yayınlar