Gül Mektubu

Hasrete yenilip kapına geldim,
Dizlerim tâkatsiz, yüreğim buruk.
Suçluyum, pişmanım, katına geldim
Reddetme ne olur, vâdiler soğuk.

İsyanın kokusu şâiranedir
Ki, bu yüzden her nefs arzular onu
Lâkin büyüdükçe sabrı öğrenir,
Soğudukça anlar vurulduğunu…

İçimde nehirler içimde rüzgâr,
Uçurum, fırtına, hepsi içimde,
İçimde kükrüyor bütün volkanlar,
Kuduran denizin sesi içimde…

Yağmur gibi sevmek elbette bizim,
Gülün ve Eylülün aydınlığında,
Kalbi sağnak sağnak serinleten kim,
Kupkuru bir sancı saplandığında?

Yürüyemiyorum, gözlerim kayıp,
Şehrin ortasında yapayalnızım.
Pervâsızlığımı aczime sayıp
Arala kapıyı, sığınaksızım!

Yağmurla başlayan her şiir gibi
Benim de bu sese ihtiyacım var,
İhtiyacımız var panzehir gibi
Aşka ve yağmura olduğu kadar.


Osman Bülent Manav

__________

Bu şiir 2004 yılında yayınlanan Musandıra kitabından alınmıştır.

Popüler Yayınlar