Tûtî-i mûcize-gûyem ne desem laf değil

Bir e-posta grubunda başlayan “Med.Dent.” tartışması, gelip de Nef'î'ye dayanınca, kendimi tutamadım, birkaç kelime de ben yazmak istedim.

Dil üzerine, dilin ve kavramların kullanımı üzerine tartışılırken, Sayın Tosun Tosun'un alıntı yapmak için binlerce yıllık Türk şiir tarihi içinden tutup da Nef'î’yi seçmesi, bana çok anlamlı geldi. Hatta içimden “galiba bu ilahi bir rastlantı” diye düşünmeden edemedim. Zira Nef’î, söz sanatını, savaş sanatına nazire olarak kullanan ve bu yönüyle öne çıkan bir şairdir. 

Bu elbette çok derin bir mevzudur, konunun biraz dışındadır ve başınızı ağrıtmak istemem fakat kısaca örneklemek gerekirse, Nef'î için “dil/lisan”, bu savaştaki “kılıç”tır. “Mânâ/anlam”, fethedilmesi gereken ülkelerdir. “Endişe/fikir/düşünce”, üzerinde savaşların, muharebelerin yapıldığı “harp meydanı”dır 

Mesela tartışmaya konu olan ve “Tûti-i mucize gûyem” diye başlayan meşhur şiirinde geçen “Yine endişe bilir kadr-i dürr-i güftârım” mısraı, bir yönüyle, “benim sözlerimin/savaş ustalığımın asıl kıymeti, fikir/savaş meydanında belli olur” anlamındadır.

Ayrıca Nef'î, şiirde “i’caz” (karşıdakini aciz bırakma, şaşırtma) sanatının da en usta temsilcilerinden biridir. “Mu'cize-gûyem” sözü de bununla irtibatlıdır vb.

Dikkatimi çeken bir diğer nokta da şu oldu:

Sayın Murat Aydın’ın tartışma esnasında sarfettiği “Diş tabibi Arapça olsa da...” gibi bir cümlesini hatırlıyorum. “Tabip” Arapça kökenli de, “hekim” Türkçe kökenli mi sanki? Hem zaten “steril” bir dil ne kadar mümkün? Diller dinamik yapılardır, yaşayan her dil canlı bir varlıktır. Başka dillerle ilişkisi/etkileşimi normaldir. 

Bir kelimeyi, sırf başka kökenden geliyor diye dışlamak, dili fakirleştirmekten başka bir işe yaramaz. Önemli olan bir kelimenin nereden geldiği değil, onun yeterince Türkçeleşip Türkçeleşmediği, yani bizim fonetiğimize, cümle yapımıza uygun hale gelip gelmediğidir. Mesela “merdiven”in aslı “nerdüban”dır ve Farsçadır fakat “merdiven” sapına kadar Türkçeleşmiş bir kelimedir. 

Bugün meslek dilimizdeki esas problem, mesela “abutment” gibi kelimelerdir. Birebir Türkçe karşılığı (payanda) bulunmasına rağmen bu kelime aynen (yani Türkçe söz yapısına ve yazımına uydurulmaya bile gerek duyulmadan) kullanılmakta ve yazım esnasında, hele de ek alıyorsa, facialara sebep olmaktadır: abutmentlar.., abutmentımız.. gibi...

Popüler Yayınlar